Lysistrata (Şehir Tiyatroları)
Posted by Aydın Ergil 16 Eylül 2013
LYSISTRATA “KADINLAR DA SAVAŞIRSA”
|
||||||||||||||||||
OYUNCULAR | ||||||||||||||||||
AYŞEN SEZEREL, BENSU ORHUNÖZ, BERRİN AKDENİZ KORTİDİS, BUKET YANMAZ KUBİLAY, ÇAĞATAY PALABIYIK, ÇAĞLAR YİĞİTOĞULLARI, ÇAĞRI ÖZGÜR HÜN, DEMET BOZYAKA, GÖKHAN EĞILMEZBAŞ, HÜLYA ARSLAN, İBRAHİM ULUTAŞ, MURAT BAVLİ, NAZAN YATGIN, SEDA FETTAHOĞLU, SELÇUK SOĞUKÇAY
Lysistrata “Kadınlar da Savaşırsa” “savaş” ve “kadının toplumdaki yeri” temalarını işliyor. Oyunda savaşlardan bıkıp usanan kadınların eşlerini kaybetmemek ve daha güzel bir gelecek için Antik Atina’daki yönetim merkezi Akropolis’i işgal etmeleri ve erkeklerin savaşa katılmaları durumunda kadınlıklarını öne çıkarmaları anlatılıyor. |
34 Yanıt “Lysistrata (Şehir Tiyatroları)”
Sorry, the comment form is closed at this time.
Uzay Aydın said
Lysistrata oyununa 2 kere gittim. Son söylemem gereken cümleleri başta söyleyeceğim, bence oyun çok güzel … Gözüme çarpan bir kaç durum geliştiririlir ise çok daha iyi olacağından eminim.
Ayşen Çetinel ; Tecrübeli ve yine döktürmüş diyeceğim hiçbirşey yok
Selçuk Soğukçay; Ekibi toparlıyor amma birde ellerini kollarını dans ederken oynatabilse ?
Berrin Akdeniz; Bence çalışmış, yan fülüt kullanması şarkılarda ayrı bir tat .
Çağrı Hün : Glada ilk seyrettiğinden daha iyiyidi ve sahnede daha aktif rol alıyordu
Çağlar Yiğitoğulları : Probulos rolüyle bir çok devlet adamını anımsattı bize : ) ama iyi oynun çıkartıyor.
Irmak Örnek : Sahnede kedini gösterebilen yeni bir oyuncu. Umarım böyle devam eder
Nazan Yatgın : Nazan gülme durumunu abartması can sıkıcı.
Murat Bavli : Sahneye hakim ve İyi bir performans , enerjisi hiç düşmüyor.
İbrahim Ulutaş : Bu çocuk tam bir danscı ve rollerinin hakkını vermiş.
Bensu Orhunöz: Nedense sahnede rolümü yapayım çıkıp gieyim hissiyatını bana verdi.
Hülya Aslan :Bu rol onun cüssesine çok uygun olduğundan iyi performans gibi görünüyor. Başka oyunlarını seyrettim maalesef kendini çok geliştirmesi gerek (özellikle danslarda )
Demet Bozyaka : Olmamış.
Gökhan Eğilmezbaş : İyi ve dinamik, performanısında bir süreklilik var.
ismail demirbağ said
Genel anlamda müthiş bir oyun, ve oyunculuklar seyrettik, oyun sonunda salondaki alkışlar oyunun hakkıydı.birkaç daha iyi olsaydı dediğimiz şylerde vardı, kuklalar sahnesinde kuklaları daha iyi oynatan oyuncular olabilirdi,şiveler oturmamaıştı.biraz basite kaçılmış, mirine rolündeki nazan yatgın’ın kahkahaları, aşırı devinimleri, el hareketleri,corinthoslu berin akdeniz’in konuşma tarzı,yer yer oyunu düşürüp gereksiz gibi görünsede diğer oyuncular ve oyunun anlamı bu handikapları unutturdu. Öncelikle kemal kocatürk’ü tebrik ederiz yine olay yaratacak bir oyun yaratmış.tiyatro için bir yüz akı. Mertol şalt müzikleri, salima sökmen dansları harika, çağlar yiğitoğulları son dönem genç kuşak oyuncularının en verimli ve yetenekli olanlarından biri, tiyatro için ne büyük bir kazanç kendisini zevkle izledik.keza Selçuk soğukçay ustalığı ve enerjisiyle oyunun içindeki yönetmen , ve bu ikili oyunun seyir zevkini yükseltiyor.hülya arslan lampito rolünde inanılmaz enerjik ve gösterişli,çocuksu,erkeksi ve romantik kadın tavırlarını oylesine doğal ve samimi yansıttı ki ..ayşen çetiner hit bir oyuncu, hamile kadın’a bayıldık.içten,sempatik ve kadınsı ona kocaman alkışlar,bensu orhunöz biraz yeni oyununun etkisinde kalmış gibi biraz sanki boşvermiş, demet bozyaka oyunu taşıyayım derken kendini unutmuş ama çok başarılı ve dürüstçe oynuyor işi çok zor ama başarıyla altından kalkıyor,çağrı hün inanılmaz sevimli.murat bavli sıcacık ve tertemiz bir oyunculuk sunuyor,knesiasta harika. Ama sahne boyunca süren mirine kahkahaları romantik komesdiyi mahvediyor,bir de o –hoooo,hoooo – lar neyin nesi.ama birkaç eksiğe rağmen bir tiyatro izlemenin keyfini yaşadık,herkesin emeğine sağlık ve böylesi bir site için teşekkürler ekin yazın dostları, iyi ki varsınız
handan derebeyli said
Antik yunan da; evli kadınların isimlerinin kamusal alanda geçmesinin, cisel isteklerinin açıkça konuşulmasının yasak olduğu dönemde yazılan oyunda evli kadınların ve onların cinsel hayatlarının sahneye taşınması tabiki ayıpların en büyüğü kabul edilmekteydi.Washington üniversitesi klasikler bölümü öğ.üyesi sarah stroup ‘un yaptığı araştırmaya göre oyundaki kadınlar o dönemde evli olarak değil –hetairalar ( metres,para karşılığı erkeklere hizmet eden üst düzey fahişe kadınlar ) olarak sahneye taşınmışlardır.probulos ( dönemin valisi, üst düzey yetkilisi) lysistrata çatışması kadınların ilk zaferidir. Ancak oyundaki probulos ( çağlar yiğitoğlu) bize neyi çağrıştırdı.belli değil çatışma ise çok ilkel ve sıradan bir atımanın dışına çıkamadı.myrrihine( kelime anlamı olarak) antik yunanda vajinayı simgeler. Aslında çok güzel yürek hoplatan bir kadındır, Knesias ona altın böceğim der ( my golden beetle ) Knesias da aslında antik yunanda penisi simgeler.ama oyundaki myrrihine ne yazıkki yerinde duramayan hop hop hoplayan ve nedenini bir türlü çözemediğim garip kahkahalar atan bir piknik tipti. Neden ? oyunun aslında hetairalar’la alay edilmesi onlardan cinsel objeler olarak bahsedilmesi son derece olağandır. Ama hetairalar oldukça güzel, cazibeli kadınlardır ve fiatları çok yüksektir.galiba yönetmen oyunun temel argümanını çözememiş. Boityalı,corinthoslu tiplemeleri hearitalara yaklaşmakla beraber, daaamııııı,yaaannnıııı gibi artikülasyon bozukluğu ile sıradan basit tipler haline getirilmiş,bir de oyuncuların ( berrin akdeniz,ırmak) kısıtlı performansları rolleri yok etmiş diyebilirim. Danslardaki uyum sorunuda rahatsız edici, corinthoslu ve boityalı roller diskotek tarzı dansla sanki romen havası oynuyorlar myrrihine ise daha çok göbek havasında ( tabii yapabilseler çok güzel olurdu ama ne yazıkki becerememişler) myrrihine -knesias sahnesi aslında yönetmenin oyunu anlamadığının ortaya çıktığı kırılma noktasıydı. O unutulmaz ilahi komedya sahnesi, adeta kepaze edilmişti, kemal sunal filmlerinde bile bu sahne çok daha güzel işlenmiştir. Myrrinhe rolünün böylesine zedelenip gülmece malzemesi yapılması acaba neden, kaldı ki seyirciyi güldürmek yerine antipatik bir rol yaratılmış. Kuklalar sahnesi neden kadınlara oynatıldı, çünki erkek egemenliğini anlatır yönetmen bununla alay etmek istediyse de başaramamış çünki sonrası barış sahnesi ve barış perisi gelir, yanı kuklalar erkektir, kukların penislerini oynatmak için kadınlara oynatıldıysa, yok artık derim,bir yönetmen bu kadar bilgisiz olamaz. .barış sahnesi beklentilerimin çok altında kaldı. Çok daha görkemli ve parlak olmalıydı. Kadın sahneleri iyi kurulamamış,aralarındaki ilişkiler işlenemiş,kekeme tiplemesi bu oyunda olurmu hiç. Ama Ayşen çetiner başta, hülya arslan,demet bozyaka,bensu orhunöz gayretli ve iyi niyetli oyunculuklarıyla sivriliyorlar,Çağlar yiğitoğullar iyi oyunculuk ve üst düzey performans sergiliyor.murat bavli ve Gökhan eğilmez belliki oyunculuklarını tam yansıtamıyorlar ama gayretleri takdire değer. Selçuk soğukçay ise oyunun en pozitif ve doğru enerji yayan aktörü, belliki bu oyun için kazanç olmuş. Emeği geçenleri kularım. Keşke daha fazla araştırılıp yönetilseymiş.
dikmen ardases said
sanırım oyun 3 yada 4 hafta oynadı, kaba bir hesapla 4000-5000 kişi seyretmiştir. Oyun hakkında bütün sitelerde çıkan yazıları toplasanız 100’ ü bulmaz, bu acınası bir rakam,duyarsızlığın,sanat dan kopukluğun kanıtı.ama ne yazık ki burada da neler yazılması konusunda baskı oluşmuş sanki. Lysistrata; rejinin değil bazı oyuncuların ön plana çıkarak taşıdığı bir oyun olmuş.
Böylesi antik yunan oyunlarında,sıradan ve basit trükler hemen kendini belli ediyor.görsel showların pek başarılı olduğunu söyleyemem. Gaz çıkarmayı çağrıştıran seslerin amacını ise neydi acaba ? Lysistrata’ da Demet Bozyaka, rolünü tam giyememiş sanki. Tragedya oynamanın ağırlığını pek taşıyamıyor.yer yer sahnede kayboluyor sanki.Kleonike de, Ayşen Çetiner’i daha önce çeşitli rollerde izledik. Ama bu kez çok farklı bir kişilik de karşımıza çıktı. Ve Antik-klasik oyunculuk da da başarılı olduğunu kanıtladı diyebilirim. Aynı şekilde, Hülya Arslan da daha önce “ ihtiras tramvayı-lüküs hayat “ gibi oyunlarda daha romantik,duygusal rollerde karşımıza çıkmıştı, bu kez Lampito’ da o da farklı bir karakter çiziyor. Oyun için zaten avantaj sağlayan fiziğinin yanında. Savaşçı ve aykırı kadın tiplemesini başarıyla canlandırdı. Onuda tebrik ederiz.ancak 2.perde de nedense kayboldular. Benim çok sevdiğim bir oyuncu olan Bensu Orhunöz, “ aşk-ı memnu “ dan sonra gerileme dönemine girdi galiba, ama o her daim benim favori oyuncum. Ondan yeni patlamalar bakliyoruz. Çağrı hün bu defa oyunculuğunu gösteriyor,ve oldukça da sempatik, sanırım artık onu oyuncu olarakda izleyeceğiz.ama kekemelik üzerine yapılan espri benim hoşuma gitmedi. Probulos’da Çağatay Palabıyık fazla karikatür olmuş, Murat Bavli “ midas’ın kulakları” ndan bu yana sürekli yol katediyor. Knesias’da harika bir performans sergilemiş, tek kelimeyle muhteşem. Selçuk Soğukçay son dönemlerde “ Romeo –juliet, buluşma yeri, Bir adam yaratmak “ oyunlarıyla karşımıza çıktı, Lysistrata da ise yine bambaşka bir rol yaratmış, adeta tam bir antik yunan oyuncusu olmuş. Ne diyelim ona her rolün adamı demek yanlış olmaz herhalde. Ben gördüklerimi yazdım sürç-i lisan ettiysem herkesten özür dilerim. Gidin görün, beğeniceksiniz, emeği geçen herkese teşekkürler.
tevannorhad said
Reblogged this on tevannorhad.
balaolufatih said
oyunu dün akşam üsküdar da izledik.bazı oyuncu değişiklikleri olmuş belki bu yüzden olacak, burada eleştiri konusu olan bazı yerler pek dikkatimizi çekmedi,belki de yoktu bilemiyorum. aslında oyunda kimin ne oynadığının belli olmaması .ancak biz meraklı seyircilerin fuayedeki panalordan yada görevlilerden öğrendiğimiz kadarıyla bir şeyler anlamamıza sebep oluyor. program dergisinde neden yazmıyor anlamadık. selçuk soukçay belliki hastalıktan dolayı olacak,zaman zaman öksürük krizlerine yakalanmasına rağmen,yinede çok iyiydi oyunu domine ediyor diyebiliriz.gökhan eğilmezbaş sarhoş rolünde fazla abartılı olmuş yer yer dejenerasyona kaçıyor, murat bavli knesias da gerçekten çok başarılı,ve oldukça sempatik,sahne üzerinde o uzun fiziğine rağmen son derece esnek bir oyuncu.Probullos’u kimin oynadığını anlayamadık, kusura bakmasın ama bu bizim kabahatimiz değil, ancak oynayan oyuncu rolünü oldukça abartılı yorumlamış,diğer oyuncularla bir bütünlük oluşturamamış,ses kullanımında yer yer çizgi film seslendirmesi gibi konuşmaya kalkması pek olmamış ne işe yaradığı da belli değil.kuklalar sahnesinde ki cinsellik kullanımı pek sevimli ve sanatsal gelmedi.kadınlar sahnelerinde ise Başta ayşen çetiner olmak üzere,hülya arslan,bensu orhunöz ve demet bozyaka öne çıkan isimlerdi.ayşen çetiner kleonike’de oldukça varyasyonlu bir tip çizmiş rolünü sahici bir şekilde bize yasıtıyor.bensu orhunöz,zaman zaman oyundan kopuyor hissi veriyor ama yinede oyunun dinamiklerinden biri.lampito’da hülya arslan.belliki rolünün sınırlarını zorluyor.ve rolü daha belirgin daha işlevsel hale getirme çabasında ve bunu da son derece iyi yapıyor,demet bozyaka Lysistrata’da tabiki son derece parlak ve flash bir oyunculuk sergiliyor, ama kekemelik konusu benim hassas noktam olduğu için pek sevmediğimi söyleyebilirim. emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
senem küçükbakır said
oyunu bayram haftasında Ankara’dan gelerek kadıköy’de seyrettik.doğrusu şehir tiyatrolarını böyle bir oyunu bizlerle buluşturduğu için çok teşekkürler.geçmiş yıllarda Ankara DT de seyretmiştik kıyaslama yapmak istemem ama buradaki daha sıcak ve samimiydi.okuduğum yazılardan oyunun hayli ilgi çektiği ortada,olumlu yada olumsuz eleştiriler mevcut. öncelikle rejiyi çok beğendiğimi söyleyebilirim. bazı olumsuz eleştirilere katılmakla beraber, Nazan Yatgın’ın Mirine rolündeki kahkahalarına gelen eleştirilere zaman zaman dozu aştığını düşünerek katılıyorum ama yinede rolünü kötü oynadığını söyleyemem.Demet Bozyaka’nın böylesine ağır bir rolün altından kalktığı görüşündeyim.Ayşen çetiner Kleonike rolünde bence çok başarılı.deneyim ve yeteneği kendini belli ediyor.Hülya Arslan çarpıcı fiziğiyle rolünü çok güzel buluşturmuş,ve oldukça başarılı sempatik bir oyunculuk sunuyor,Bensu Orhunöz en az diğerleri kadar başarılı ve sahne hakimiyeti olan bir oyuncu.Çağlar Yiğitoğulları Ve gökhan Eğilmez erkeklerde çok başarılı. yiğitoğulları nın farklı tarzı oyuna renk veriyor. Selçuk Soğukçay erkek koro başı rolünde çok çok iyi.ne diyelim hoş bir hafta sonu akşamı geçirttikleri için hepsini yürekten kularım.
Mahir Eren said
Öncelikle bu oyunu kim seçtiyse ve repertuvara aldıysa tebriki fazlasıyla hak etmiş. Savaş çığırtkanlığı yapılan bir zamanda böyle bir oyun çok doğru olmuş. Yönetmen sahneye oyuncuları iyi yerleştirmiş. Danslar çok başarılı. Şarkılar mükemmel. İnsan yerinde duramıyor. Yanlız, oyunun başında kadınların sahnesi boyunca oyun yürümüyor ama erkekler salona dolunca iş değişiyor. Galiba yönetmen oyunuda kısaltmış. İyide yapmış. Ama oyuncu seçimi biraz yanlış olmuş. Oyunun başrolünü oynayan Demt Bozkaya rolünde zayıf kalmış. Yeterli olamıyor. Sanırım bu oyuncu dansçı. Çünkü ben kendisini şehir tiyatrosu oyunlarından pek hatırlamıyorum. Dansçı dedim ama bazı danslarıda şaşırıyor. O rolü oynayacak bir sürü oyuncu varken neden bu oyuncu seçilmiş anlamadım. Lampidoyu oynayan oynayan iri bayanda öyle. Dans edemiyor. Laflarını söylüyür anlaşılmıyor. Rolünü yapmacık yapıyor. Sonra ikinci perdede uzun boylu oyuncu, kadınla yatmaya gelen. Onun yerinede o rolü oyanayacak pekala iyi oyuncular var o tiyatroda neden o siçilmiş onuda anlamadım. Karşısındaki bayan oyuncu, zaten ödülde almış (Nazan hanım) gayet iyi oynuyor. Terazinin kefesi oradaki sahnede biraz şaşmış. Selçuk bey yine çok iyi. Bensu hanımda öyle. Ayşen hanımda rolüne çok yakışmış ve iyi oynuyordu. Keşke başrolü ona verseymiş yönetmen. Sonra bir oyuncunun müzik aleti çalıyor olması ne kadar güzel. İsmini dışarıdaki panodan öğerendiğim ve çok beyendiğim Berrin hanım rolünün hakkını vermiş. Hemde oyuna fülütüyle büyük bir katkı sağlamış. Ama firikik vermemek için çok çabalıyor. Çağlar beyi Medeya oyununda izlemiştim çok beyenmiştim. Burdada çok iyi. İyi oyuncu demekki her yerde iyi oluyormuş. Kekemeyi oynayan bayanda çok başarılıydı. İnce zarif bir genç kız vardı birde oda iyi. Keşke biraz onun gibi bayan oyuncular daha olasaydı oyunda. Çünkü kadın zerafeti ve inceliği görüyorsunuz. Bu oyunda biraz bunlar eksik kalmış. Sarhoş oynayan arkadaşda başaralı. Müzikleri çok beyendim. Mertol beyin ellerine sağlık. Sözleride çok güzel olmuş aklımızda kalıyor. oyundan çıktığımızda hala şarkıları söylüyorduk eşimle. Yönetmen çok iyi bir iş yapmış. Kullandığı kısa filmler yerli yerinde ve iyi olmuş. Kuklalara bayıldık eşimle. Çok güzel bir fikir. Işıklar çok güzeldi. Dekorun karşılıklı sinema perdesi gibi olması çok işe yaramış. Hem ışıkları güzel gösteriyor hemde sinema perdesi işlevi görüyor. Böyle eski bir oyunu bu kadar lezzetli yapan elbette yönetmendir. O yüzden Kemal beyi çok çok tebrik ediyoruz. Herkesin eline emeğine sağlık.
theatrohelen said
lysistrata oyunu hakettiği ilgiyi görüyor sanırım.seyirci ilgisinin aynı oyuncularda odaklanması, o oyuncuların başarısı olmalı,aksi düşünmek onlara haksızlık etmek olmaz mı acaba? Benim de kadıköy de seyrettiğim oyunda, selçuk soğukçay ve ayşen çetiner bir adım diğerlerinden öne çıksada, hülya arslan,bensu orhunöz,demet bozyaka,çağlar yiğitoğulları,gökhan eğilmezbaş,murat bavli en az onlar kadar başarılıydılar. diğer oyuncuların oyunculuklarına laf etmek tabiki haddim değil, bel ki yönetmen onları böyle oynatarak farklı bir etki yaratmak istemiştir diye düşünüyorum.belki tiyatrocuların çok sevdiği yabancılaştırma efekti gibi bir durum olabilir.ama yinede oyun çok güzeldi,salondan hepimiz memnun ayrıldık,kemal kocatürk’ün rejisi ise bence çok akıcı ve enerjisi yüksek bir oyun yaratmış her kesin emeğine sağlık diyorum
Necdet denizgör said
böylesine değerli ve mükemmel bir oyunun anlamsız tartışmalar içinde boğulmasına doğrusu üzüldüm.ama en azından bir tiyatro oyununu tartışıyor olmak bile gurur verici bir durum olmalı.böylesine özverili ve anlamlı bir kültür sanat sitesinin varlığını hepimiz korumalı ve sahip çıkmalıyız.siteyi ve yöneticilerini özverili çalışmalarından dolayı kutlarım.Lysistrata bence harika bir oyun olmanın ötesinde tartışılan taraflarıyla da kendisinden hayli söz ettireceğe benzer.
Aydın Ergil said
Önemli Açıklama: Ekin Yazın Dostları’nın Tiyatro Sitesi bu yıl ilk kez seçkide yer alan oyunlar hakkındaki “yorumların” girilmesine olanak verdi. Ekin Yazın Dostları izleyicilerinin dışından gelen “yorumlar” yorum olmaktan çıkıp “tartışma” türüne (foruma) dönüşmeye başladı. Bu site bir forum değildir. Dileyenler başkalarınınkinden ayrı da olabilen görüşlerini yazabilirler, onlara yanıt verildiği anda tartışma başlar, bu site tartışmalara olanak tanımıyor. Lysistrata konusunu bu nedenle tartışmalara kapatıyoruz.
hülya bilen said
Kadıköy Haldun Taner Sahnesinde izleyip çok beğendiğim Lysistrata Kadınlarda Savaşırsa oyunu ile ilgili google da araştırma yaparken bir kaç internet sitesinde birbirine benzeyen hatta aynı yorumları gördüm…Yıllardır tiyatro aşığı biri olarak başka bir oyunmu seyrettik anlayamadım.”hep bir ağızdan çıkmış, oyunda ki bazı oyuncuları karalayan,bazılarını göklere çıkartan bu benzer yorumları pek samimi bulmadığımı üzülerek ifade etmek isterim.Bence yılın oyunu olmaya aday bu görkemli oyunu herkesin izlemesi gerek.Bir seyirci olarak tabii ki beğenmediğimiz şeyler olabilir,ama bu oyunda o kadar çok artılar var ki! o beğenmediğimiz yönlerini bize unutturdu gitti….Bu kadar oyuncuları aşağalayan yorumları,gerçek bir tiyatro seyircisinin yazdığına inanamıyor insan…EMEĞİ GEÇEN TÜM TİYATRO EMEKÇİLERİNE TEŞEKKÜRLER….
kerem günselvi said
sanırım bir yanlış anlaşılma var, benim okuduğum eleştirilerde oyunculara aşağılama görmedim,eleştirel yaklaşımların odaklaştığı bazı oyuncular olduğu doğru.ama anladığım kadarıyla eleştiri yazılarının çoğu oyunu grup olarak izleyenlerden geliyor.seyirci aynı konularda birleşiyorsa buna hep bir ağızdan çıkmış gibi yaklaşmak yerine, oyunla ilgili bir fikir birliği oluşmuş demek daha doğru olur ki zaten genelde,oyunun beğenilmediği gibi bir yaklaşım yok.ayrıca eleştiri sahiplerini samimiyetsizlikle suçlamak ve gerçek tiyatro seyircisi olmamakla tanımlamak da pek hoş olmamış.oyunla ilgili bizler de başka sitelerde aynı yazıları yayınladık.bilirsiniz ki yiyatro severler az olan birkaç tiyatro ile ilgili sitelere üye olarak oralarda eleştirilerini kendilerince belirtirler.yani aynı yazılara rastlamanız o yüzden,sizde bu yazınızı başka sitelere de üye olarak yayınlıyabilirsiniz ve kimse sizi samimiyetsiz bulmaz inanın.birde, tiyatro bölümlerinde okuyan öğrencilerin, başka sanat dallarıyla ilgilenenlerin olduğunu da düşünün,saygılar.
yücel manav said
açıkçası bende, aşağılama yerine, bazı oyuncuların rollerini yorumlayış şekline yapılan eleştiri yazıları okudum, ve eleştiri yapanlar neden gerçek tiyatro seyircisi sayılmayıp,samimiyetsiz bulunmuş anlamadım.ayrıca bir çoğumuz bazı tiyatro sitelerine üye olarak yazılarımızı oralara gönderiyoruz. ve tabiki bunlar aynı yazılar oluyor,kaldı ki oyun her seyreden tarafından beğeniliyor.bizim seyrettiğimiz oyunda salondaki seyircinin genel olarak tepkisi aynıydı,fuayedeki konuşmalarda da seyirci genelde aynı oyuncuları beğenip hemen hemen aynı oyuncuları eleştirdi,bu ise bize samimiyetsiz gelmek yerine iyi anlayan bir seyirci olduğu izlemini verdi ki bu da çok hoşumuza gitti
turgay demiralp said
affedin ama kendimizi gerçek tiyatro seyircisi olarak görmeye çalışıyoruz, yaptıklarımız-haddimiz olmayarak- sanatçıları aşağılamak değil,sadece bazı eleştirilerde bulunmak ayrıca yazılan eleştirilerde ben de aşağılamaya pek rastlamadım,bazı eleştiriler sert olabilir ama o da yorumdur.bizler amatör tiyatro gurubu olarak bazı sitelere eleştiri yazıları yollayarak diğer seyircileri de oyunlarla ilgili bilgilendirme çabasından başka amaçları olmayan kişileriz ( kendi adımıza söylüyorum)ama bu çabamızın samimiyetsiz görülmesi hele gerçek tiyatro seyircisi değiller denmesi bizi üzdü”.hep bir ağızdan çıkma” meselesi sanırız ki eleştirilerin aynı yerlerde odaklanmasından dolayı ama ben okuduğumda çok farklı ve dikkat çekici eleştiriler gördüm çoğu da doğruydu sanırım. keşke oyuncular ve yönetmenler de bu eleştirileri okuyor olsalar
cerent65 said
esasen eleştirilerde samimiyetsizlik ve aşağılama görmedim, yazılanlardan eleştiri sahiplerinin nasıl kişiler olduğu ve tiyatro severlikleri anlaşılıyor gibime geldi.bir çoğunun tiyatro meraklısı ve geçmişte amatörce de olsa tiyatroya bulaşmış ya da tiyatro öğrenimi gören kişiler.olduğu belli.yazıların hep bir ağızdan çıkmasından kasıt aynı kişilerin başka yerlerde de aynı yazıları yayınlaması ise, çok normal bende bir oyunla ilgili yazımı bir kaç siteye yolluyorum yayınlanınca da hoşuma gidiyor.en azından oyunu izlemeyenler oyun hakkında fkir sahibi olup oyundan haberdar oluyorlar.ama kasıt bütün yazılar ise doğrusu ben böyle hissetmedim.eleştiriye uğrayan bazı oyuncular hülya hanımın arkadaşları olabilir ve onları savunmak istemiş olabilir bu da bence çok güzel ve samimi bir davranıştır,takdirle karşılarım.selamlar,sevgiler
kayhanaydnbay said
bir oyun bu kadar beğeniliyorsa ve ekipde 6-7 tane çok iyi oynayan oyuncusu varsa,bunda rejinin ve yönetmenin payını inkar etmek haksızlık olur, olsa olsa oyuncular rejiyi gölgelemiş denir ki sanırım bu da yönetmenin hoşuna giden bir durum olmuştur. Nazan Yatgın’ın en iyi kadın oyuncu ödülü aldığı oyunda; sanırım- DEMET BOZYAKA-AYŞEN ÇETİNER-HÜLYA ARSLAN-BENSU ORHUNÖZ- oynamıyordu,çünki onların arasında ödülü Yatgın’a verme saçmalığını kim yaptı anlamadım çünki bu diğerlerine çok büyük bir ayıp ve hakaret olmuş. Ama barışa en çok ihtiyacımız olduğu dönemde barış temalı LYSİSTRATA ‘YI seçenleri kutlamak gerekir.bazı oyuncular yetersiz kalsada ( berrin akdeniz,ırmak örnek,çağrı hün, İbrahim ulukaş,Çağatay palabıyık ) gibi diğer oyuncular bu eksiklikleri fazlasıyla kapatıyor. Selçuk soğukçay sahneye ve oyuna egemen karakteri başarıyla yorumlamış,tebrikler, çağlar yiğitoğulları,Gökhan eğilmezbaş,murat bavli ,özverili oyunculuklarıyla sahne üzerinde varlıklarını belli ediyorlar. LYSİSTRATA başarılı ve özverili bir yapım ve çalışma olmuş. izlenmesi ve sahip çıkılması gereken bir oyun. tebrikler.
aydın bilginberk said
yıl sonu oyunu olarak – lysistrata- yı hazırlıyacağız,elimizde textlerle oyunu izledik.bazı roller deforme edilmiş, kinesias-mirine sahnesinde lampito rolü kloenike’ye verilmiş ama etkisi kaybolmuş, lampito ve kleonike rolleri neden kısaltılmış anlamadık galiba bazı replikler dağıtılmış ama diğer oyunculara oturmamış,oyunu bilen seyirci için bunun kafa karışıklığı yaratacağını yönetmen hesab edememiş,oysa kleonike ve lampito rollerini oynayan oyuncular çok başarılıydı ( ayşen çetiner-hülya arslan ) kuklalar sahnesi yeterli değildi.reji biraz zayıftı sanırız.erkekler çok iyiydi. selçuk soğukçay-gökhan eğilmezbaş-murat bavli çok iyiydi.ama kadın rollerinin repliklerinin karışık olarak dağıtılması dramaturji olarak kadın sahnelerini bozmuş ortaya garip tiplemeler çıkarmış,corinthoslu,boityalı,kekeme gibi.bizce bunlara gerek yoktu.
sezer türkmen said
böyle bir oyun için dekor tasarımının fazla sıradan olduğunu düşünüyorum.bazı kadın oyuncuların dekoltelerini sahne üzerinde daha fazla açmak için zorlamaları da bu oyunun içinde hiç de hoş durmuyor. dikkat.kekemelik kullanımı bana pek sevimli gelmedi.kinesias-mirine sahnesi oldukça uzun ve sıkıcıydı.ayşen çetiner-demet bozyaka-hülya arslan ve bensu orhunöz kadınları ayakta tutan göze çarpan oyunculardı.bir de mirine’nin o kulak tırmalayan kahkahaları olmasa, sahi neydi o kahkahaların amacı.kulakların çınlasın hamlet ” ben öyle oyuncular gördüm ki,kendi başlarına gülmeye ve seyircinin en anlayışsızını güldürmeye kalkarlar,acıklı bir budalalık bu yoldan tutunmaya çalışmak “erkeklerde selçuk soğukçay’ın göz kamaştıran enerjisine ve yürekten oyunculuğuna, çağlar yiğitoğulları ve gökhan eğilmez,murat bavli eşlik edince seyir zevki yüksek bir oyunla karşılaşıyorsunuz.
yücel manav said
selçuk soğukçay’ın harika oyunculuğuyla süreklediği oyun,knesias-mirine sahnesinin çok kötü oynanmasına rağmen, dimmmiii,yyaanniiii gibi sıradan esprilerle, anlamsız mirine kahkahalarıyla, kötü oynanan ve gereksiz kekeme zorlamalarıyla yer yer tempo düşsede, ayşen çetiner, hülya arslan,bensu orhunöz, ve demet bozyaka’nın güçlü oyunculuklarıyla kendini seyrettiriyor
cenk erdener said
amatör tiyatrolarda bile olmayan dekor,anlamsız işlevsiz bir kapı.rejisörün kullanamadığı konu ve oyuncular,acemice yerleştirilmiş ve basit komedi tutunmaları. ibşt uzun zamandır yönetmen zafiyeti yaşıyor. oyunu bazı oyuncular üzerinden fazla basitleştirmiş, göğsünü ve bacağını iç çamaşırına kadar açan bayan oyuncu oyunu çok çirkinleştirdi. Ayşen çetiner,hülya arslan, bensu orhunöz kadınlarda,Selçuk soğukçay erkeklerde oyunu kurtaran isimlerdi
kenan günselvi said
yönetmenin ,oyuncular üzerine yıktığı bir oyun olmuş Lysistrata, Aydın Ergil bey yazısında” ben oyuncularda cıvıklık görmedim “ diyor,diğer yazıları okudum hiç birinde oyuncuların cıvıklığıyla ilgili bir eleştiri yok.oyunculuklarla ilgili eleştiriler var ama cıvıklık kelimesine rastlamadım Aydın bey neden böyle bir tanımlama kullanmış bilmiyorum. ama kekemelik vurgusu rahatsız edici, kekemelik eğlence malzemesi olarak kullanılmamalı bence.üstelik birde kötü oynanınca ayıp olmuş oluyor,ırmak örnek ve berrin akdeniz’ e yüklenen bacak gösterileri, ırmak örnek’in playboy kızlığına soyunması kostümünü en uç noktaya kadar açması pek hoş görüntüler değildi. nazan yatgın’ın mirine rolünün kahkahaları kulaklarımızı ve beğeni düzeyimizi çok zorladı ve aşağıya çekti bunlara ne gerek vardı.kuklalar sahnesi ve cinsellik vurgusu çirkindi. yönetmen oyunu yanlış anlamış ve yorumlamış,
Aydın Ergil said
Ben “cıvıklık” sözcüğünü “oyunu bozan anlamsız kahkaha” anlamına geldiği için kullandım. İlk oyunlarda eleştiri alan bu davranış belki de daha sonrakilerde değiştirilmiştir diye yazdım.
CEM GÜNAY said
Haldun taner sahnesinde keyifli bir LYSİSTRATA oyunu izledik.2500 yıldır dünyada hiçbir şeyin değişmediğine tanık olduk, bu Aristofanes’in büyüklüğümü yoksa insanlığın kısır döngüsü mü karar vermek zor.yıllarca savaşan askerler için erkek kostümleri biraz fazla şatafatlıydı sanki vitrinden çıkmış gibiydiler. 2500 yıllık bir metin bu gün hala geçerliliğini koruyorsa bu yönetmene büyük bir avantaj sağlıyor demektir ki kemal Kocatürk bunu ustaca kullanmış. ama uzun bekleme sahnelerinde oyunun düşmesine,akropolisin gözümüzde canlamasına çare bulmamış,barış yemeği sahnesi fazla statik kalmış.ve oyunun dramatik olan tarafı komedi içinde yeteri kadar yer bulamamış,.aslında tam bir ekip oyunu olmasına rağmen, Ayşen çetiner,hülya arslan,bensu orhunöz,çağrı hün demet bozyaka, Selçuk soğukçay,çağlar yiğitoğulları bir adım öne çıkıyorlar diyebiliriz. mutlaka izleyin.
Aydın Ergil said
Ben de oyunu 19 Ekim Pazar matinede izledim. Oyuncular arasında bir dengesizlik ya da bazılarında dikkat çeken bir cıvıklık görmedim. Yönetmen 2,500 yıl önce yazılmış bir oyunu bugünkü toplumu da dikkate alarak sahnelemiş. Oyun bir uyarlama değil, metne sadık kalındığını sanıyorum. Sabahattin Eyuboğlu’nun ve Azra Erhat’ın duru Türkçe’leriyle dikkatimizi çeken oyunda erkeklerin egemen olup yönettiği dünyaya kadınların başkaldırısı işleniyor. Aradan 2,500 yıl geçmiş, durum yine aynı değil mi? Oyuna katılan epik özellikler (erkeklerin salondan sahneye girişleri) oyunun akışını bozmuyor. Koronun okuduğu metinlere yapılan müzik başkalarınca sevilmiş olabilir, ama benim pek “hoşuma gitmedi” (bu tümüyle öznel bir yargı), hele oyunun içine bolca serpiştirilen oyun havası ve göbek atışlar bana “hoş gözükmedi”. Bence Lysistrata’ya çok emek harcanmış, izlenmesi gereken bir oyun, en azından onu hiç izlememiş olanlar için.
turgay Demiralp said
gündüz üsküdar’da “ hıdrellez” i seyrettikten sonra akşam Kadıköy de “ lysistrata “ yı seyrettik.- barışımı elimden alana lanet etmeye geldim “ dizeleri kulaklarımızda çınlayarak oyundan çıktık. doğrusu son yıllarda Kadıköy de seyrettiğimiz en iyi oyundu. Boityalı ve corintoslu diye adlandırılan rollerin sahipleri,berrin akdeniz ve ırmak örmek,frikik verme çabalarında oldukça başarılıydılar, oyuncu olarak değilse de frikik ustası olarak beğenildiler diye düşünüyorum. mirine de nazan yatkın, kahkaha atmaktan ve zıp zıp zılamaktan rolunu oynamaya fırsat bulamadı sanki. etrafındakiler rollerini oynarken o seyirciye doğru attığı bitmeyen kahkahalarıyla – bana gülün – diye çıpındı durdu ama salon pek umursamadı.demet bozkaya çıtı pıtı bir lysistrata yaratmış, ve oldukça başarılı ama o şalvarı neydi öyle en büyük zaafı kostümüydü.ayşen çetiner,hülya arslan,bensu orhunöz,çağrı ün, dinamik ve sempatik oyunculuklarıyla alkışlandılar.çağlar yiğitoğulları sınırı zorluyor ama üstüne çıkamıyor sanki. murat bavli ve Gökhan eğilmez samimi ve içten oyunculuklarıyla başarılı oluyorlar. Selçuk soğukçay “ buluşma yeri “ n deki” berber “ den sonra bu kez bambaşka bir oyunculuk sergilemiş, sahneye girdiği andan itibaren seyirciyi çeken bir elektiriği var. kükreyip kükreyip ağlaması, gümbür gümbür oyunculuğu hepimizi etkiledi onu özellikle kutluyoruz. lysistrata tam bir festival oyunu olmuş.
rıza nur poyraz said
tutuk başlayan oyun gittikçe açıldı ve gözümüzde büyüdü. ayşen çetiner,bensu orhungöz,hülya aslan,çağrı hün demet bozkaya hakettikleri alkışları aldılar, erkeklerin hepsi çok iyiydi, selçuk soğukçay başta, gökhan eğilmeztaş,murat bavli,çağlar yiğitoğlu çok başarılıydılar. oyun harika
kerem yavuzcan said
ibşt de ikinci hafta oyun seyirlerini bitirdik”.BÜO” da gençlik yıllarımızın fenomen oyunu- LYSİSTRATA-nın, “ BİR DAHA AYNI OYUNA GELMEM,BARIŞIMI ELİMDEN ALANIN ZEUS CEZASINI VERSİN “ ŞARKISI HALA AKLIMIZDA .Aynı oyuna defalarca gelsek de.ilk iki haftanın görkemli oyunu LYSİSTRATA belli ki sezonun görkemi olmaya aday.çünki bu akşam seyrettğimiz turumuzun son oyunu – kösem sultan – tam bir fiyaskoydu ve ibşt’ye hiç yakışmamıştı.Aristofanes metni dışında,parçalanmış,dağıtılmış bir Lysistrata seyrettik, bazı roller bu yüzden aksadı sanırız.metne dokunmak her zaman iyi sonuç vermiyor.akropolis baskınını biz daha iyi yapmıştık sanırım.ve bütün imkansızlıklarımıza rağmen bizim sahne tasarımımız ve dekorumuz daha çarpıcıydı diyebilirim.kuklalar sahnesini kadın oyuncular neden oynadı anlamadık, üstelik oyuna katkısı olmadı.mirine-knesias sahnesinde bir rol karmaşası olmuş.oyundaki mirine’y le örtüşmedi. Knesias da öyle.kaldıki mirine rolü neden böylesine komik bir tiplemeye takılmış.çünki komik olmamalı.İBŞT yi Lysistrata seçiminden dolayı kutlarız ama yönetmenin oyunu -şalvar davası – filmi kıvamında yorumlamasını hoş görmek mümkün değil, keşke Aristofanes ve Lysistrata’ yı daha iyi anlayabilseydi.ama yine de o geceden bizlere kalan şeyler vardı. öncelikle program dergisinde kimin ne oynadığı neden yazmıyordu ve biz bunu fuayede ki oyuncu resimlerinden çıkarttık. A.Çetiner,H.Arslan;B.Orhunöz,D.Bozyaka müthiş kadın tiplemeleriyle Aristofanes’e can vererek yönetmen zaafını kapattılar, erkekler topyekün müthiş sevimli,enerjik, potansiyel saldırgan erklerini ortaya koydular.Ç.Yiğitoğulları yama gibi kalan rolünü oyuna katmada üstün bir çaba gösterdi. ama sahnede Selçuk soğukçay gibi bir azman vardı,( fiziksel anlamda değil,rol anlamında ) hayranlıkla bu adamı seyrettik. ve bir oyuncunun oyunu nereye çıkartabileceğini gördük.bütün handikaplarına rağmen bu oyuncuların varlığıyla anlam bulan bir oyun LYSİSTRATA. BÜÖ’ lulardan onlara selamlar.
berkant anıl said
bazı oyuncuların, Lysistrata gibi bir antik komediyi, sulandırma çabaları,popülist gülmecenin peşine düşmeleri ve yönetmenin bunu farketmemesi bu oyunun en büyük zaafı. “kinesias-mirine” sahnesi ile “kuklalar” sahnesi çok zayıf kalmış,demet bozyaka, selçuk soğukçay, ayşen çetiner,bensu orhunöz, hülya arslan,çağrı hün,çağlar yiğitoğulları’nı üstün performansları ve dürüst oyunculuklarından dolayı kutlarız
SERAY ANIL said
Lysistrata beğeniyle izlediğim oldukça başarılı bir oyun olmuş. Kemal Kocatürk belli ki oyunu herşeyiyle titizlikle gözden geçirerek sahnelemiş. Rol seçimleri gayet uyumluydu. Işık, koreografi ve müzik çok başarılıydı. Sahne tasarımı daha iyi olabilirdi. Yılın teması barış ve oyun baştan sona barış mesajlarıyla dolu. Mutlaka izlenmeli.
ertan zeki berkoğlu said
ayşen çetiner yeteneğini konuşturmuş,hülya arslan fiziğinin avantajını da kullarak erkeksi kadın lampitoyu olağanüstü yorumlamış,demet bozyaka rolunün hakkını veriyor, bensu orhunöz küçük dev kadın, çağlar yiğitoğulları ve gökhan eğilmezbaş erkeklerde kusursuz.murat bavli partneri nazan yatgın’ın abartılı ve handikaplı oyunculuğu yüzünden, zorlanıyor. ama selçuk soğukçay’ı seyretmek büyük bir keyif verdi usta işi bir performas sergiliyor, hele ki bensu orhunöz’le olan sahneleri muhteşemdi,herkesin emeğine sağlık
batu tardu said
uzun zamandır Üsküdar da seyrettiğimiz en güzel oyundu diyebilirim. Demet Bozyaka, Ayşen Çetiner, Bensu Orhunöz, Hülya Arslan ve Çağrı Hün’ ün düzeyli oyunculuklarına ve aralarında kurdukları iletişime, ne yazık ki, Berrin Akdeniz, Nazan Yatgın ve Irmak Örnek katılamıyor ve oyunun ahengini zedeliyor. mirine – knesias sahnesinde murat bavli ne kadar doğal ve içten oyunculuk sergiliyorsa, nazan yatgın o kadar doğallıktan uzak ve zorlama bir komedi anlayışının peşine düşmüş, hele ki o anlamsız kahkahaları hepimizi bezdirdi. erkeklerde çağlar yiğitoğulları, Gökhan eğilmezbaş muhteşem bir uyum içinde Show yapıyorlardı. Selçuk soğukçay’ın olağanüstü performansı ve oyunculuk gösterisiyle sardığı oyundan, iyiki gelmişiz diyerek çıktık.
mehmet deren solmaz said
Üsküdar Tiyatrosun da Prömiyerini seyrettiğimiz “Lysistrata” oyunu şimdiden yılın oyunu olmaya aday.Türk tiyatrosuna damgasını vuran usta yönetmen KEMAL KOCATÜRK’ ün mükemmel rejisi bize çağdaş tiyatrodan örnekler verdi, Müziklerin ve dansların mükemmel olduğu oyunun oyunculukları da sıradışıydı. Çağlar Yiğitoğulları,Murat Bavli,Gökhan Eğilmezbaş erkelerde , Ayşen Çetiner,Hülya Arslan; Bensu Orhunöz,Demet Bozyaka,Çağrı Hün kadınlarda olağanüstü oyunculuk gösterisi sundular. gecenin sırıtanı Nazan Yatgın’ın, Mirine rolüydü,gereksiz kahkahaları ve abartılı oyunu,böylesine üst düzey bir oyuna yakışmayan bir avamlıktaydı, bu ekibin içinde onun ödül alması oldukça şaşırtıcı geldi..Ama gecenin yıldızı muhteşem performansıyla Selçuk Soğukçay’dı. Kocatürk ve Soğukçay birlikteliği mükemmel bir oyun ortaya çıkartmış,Şehir tiyatrosunda uzun zamandır böylesine bir performans oyunu seyretmemiştik. yılın oyununa selamlar
NECDET DENİZGÖR said
nazan yatgın’ın Makedonya da “ en iyi kadın oyuncu ödülü “ alması herhalde bir şaka olmalı,çünki bizim izlediğimiz oyunda, aklımızda kalan nazan yatgın, mirine rolünü oynamak yerine seyirciyi sinir bozucu kahkahalarıyla güldürmeye çalışan, alkış almak adına oyunu ve arkadaşlarını bozan, oyunun düzeyinin altında kalmış bir rol kişisiydi, berrin akdeniz, “ diimii, yaniii “ gibi gündelik dille rolünü kurtaramayan,canlandırdığı tipe ruh katamayan oyuncuydu ..ayşen çetiner sahne sempatisi ve rolüne hakimiyetiyle sahneye can veriyordu, hülya arslan amazon fiziğine yakıştırdığı sevimli , delikanlı kadını bize sımsıcak iletiyordu.bensu orhunöz lider kadında ufacık tefecik dev aktiristti, çağrı hün gizli komik, demet bozyaka işte lysistrata diyerek kadınlara can veriyorlardı. murat bavli, kinesias’da nazan yatgın handikabına rağmen seyirciği sevecenliğiyle avucuna alırken,Gökhan eğilmezbaş sarhoş tiplemesiyle gülme ihtiyacımızı fazlasıyla gideren, oyunun rengiydi.çağlar yiğitoğulları performans gösterisiyle ben de burdayım diyerek seyirciyi başka bir boyuta taşıyordu. ve Selçuk soğukçay bütün ekibi etrafında toplayarak bir oyunculuk gösterisi sunuyordu ki muhteşemdi, bütün renkleri toplayan bir görsel Show – lysistrata – mertol şalt müzikleri uzun zaman kulaklarımızda kalacak. kemal Kocatürk yine destan yazmış. işte tiyatro diye gururla çıktım salondan.ELLERİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK